EDEBİYAT

Şiire 1.Dünya Savaşı ve Milli Mücadele yıllarında başlayan, Mütareke yıllarında şöhret kazanan Beş  Hececiler, Anadoluyu ve vasat insan tipini şiire soktular. Memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık ve  yiğitlik, işledikleri başlıca konulardır.
Hecenin bu beş şairi milli edebiyat akımından etkilenmiş  ve aruzu bırakarak şiirlerinde heceyi kullanmaya  başlamışlardır. Bunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Özellikle Ziya Gökalp’ ten etkilenerek Milli edebiyat akımına yönelmişlerdir.
Beş Hececiler’in Genel Özellikleri
  • Hecenin beş şairi adıyla da anılan bu sanatçılar milli  edebiyat akımından etkilenmiş ve şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır.
  • Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir.
  • Beş hececiler şiire birinci dünya savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır.
  • Beş hececiler ilk şiirlerinde aruz veznini kullanmışlar daha sonra heceye geçmişlerdir.
  • Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlıklar ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir.
  • Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler.
  • Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar.
  • Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düz yazıdaki söz  dizimini şiirlerde de görülmesi beş hececiler de çok rastlanan bir özelliktir.
Bu topluluğun sanatçıları şunlardır:
HALİT FAHRİ OZANSOY (1891-1971)
  • Aruzla şiire başlamış sonraları heceyle şiirler yazmış ve Beş Hececiler’e katılmıştır.
  • Bir öğretmen olan şair, şiirlerinde aşk, ölüm, hüzün konularını sıkça işlemiştir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Cenk Duyguları, Rüya, Efsaneler
  • Tiyatro: Sönen Kandiller (Manzum)
  • Roman: Sulara Giden Köprü
  • Anı: Edebiyatçılar Geçiyor
ENİS BEHİÇ KORYÜREK (1892-1949)
  • Şiire arzula başlamış Ziya Gökalp’ in etkisiyle heceyi kullanmaya başlamıştır.
  • “Gemiciler” şiiri başta olmak üzere, Türk denizciliğiyle ilgili şiirleriyle tanınmıştır.
  • Son yıllarında tasavvufi şiirler de yazmıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Miras, Güneşin Ölümü, Varidat-ı Süleyman (Tasavvufi)
YUSUF ZİYA ORTAÇ (1895-1967)

  • Hem heceyle hem de aruzla şiirler yazmıştır.
  • Türk edebiyatının önemli mizah yazarlarındandır.  Akbaba adlı  mizah dergisini çıkarmıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Akından Akına, Cenk Ufukları, Yanardağ, Kuş Cıvıltıları (Çocuk Şiirleri)
  • Anı: Portreler, Bizim Yokuş (Gazetecilik Anıları)
  • Roman: Göç, Uç Katlı Ev
  • Fıkra: Beşik, Ocak, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
  • Gezi Yazısı: Göz Ucuyla Avrupa
ORHAN SEYFİ ORHON (1890-1972)
  • Şiire aruzla başlamış sonraları heceyle yazmaya  başlamıştır.  Hece ölçüsüyle gazel biçiminde şiirler de yazmıştır.
  • “Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi” adlı manzum masalıyla  sevilmiştir. Mizah çalışmaları da vardır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi, Gönülden Sesler
  • Mizah-Hiciv Hikâyeleri: Asri Kerem, Düğün Gecesi
  • Makaleleri: Dün-Bugün-Yarın
  • Fıkra: Kulaktan Kulağa
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898-1973)
  • Aruz ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerden sonra daha çok heceyi kullanmaya başlamıştır.
  • Aruzu tamamıyla terk etmeyen şair her iki vezni de ustaca kullanmıştır.
  • “Sanat” adlı şiiriyle “memleketçi edebiyat” anlayışının öncülüğünü yapmıştır.
  • Hem bireysel duygularını hem de memleket konularını şiirlerinde işlemiştir.
  • Düş ile gerçeği kaynaştırdığı epik ve lirik özellikteki şiirler yazmıştır.
  • Realist-romantik özellikler taşır.
  • “Han Duvarları” şiiriyle sevilmiş bir şairdir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Dinle Neyden. Şarkın Sultanları, Çoban Çeşmesi,  Sudaki Halkalar,  Han Duvarları, Zindan Duvarları, Akıncı Türküleri…
  • Tiyatro: Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman, Yayla Kartalı… (Çoğu manzumdur)
  • Roman: Yıldız Yağmuru, Ayşe’nin Doktoru

YEDİ MEŞALECİLER
1928 yılında ortaya çıkan bu topluluk, şiir ve yazılarını “Yedi Meşale” adlı kitapta toplamışlardır.
Türkiye’de Cumhuriyet döneminde “sanat sanat içindir” deyip öz şiir anlayışını benimseyen ilk grup Yedi Meşaleciler’dir. Şiirlerini Yedi Meşale adlı bir kitapta toplayan Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray adlı gençlerin oluşturduğu bir harekettir. Bunlar eserlerini “Meşale” adlı bir dergide yayınlıyor ve bunlara Ahmet Haşim de yazılar gönderiyordu. Bu grup artık Ayşe, Fatma edebiyatından bıktıklarını ilan ediyor ve ne olduğu çok da açık seçik belirtilmeyen ancak Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şiir anlayışlarına yakın duran ve bunların devamı olduğunu gösteren şiirler yazıyorlardı.
Bu sanatçılara göre şiir hiçbir fikir ve ideolojinin hizmetinde kullanılamazdı. Gerçek şiir, sanat için yazılan, samimi ve yenilik dolu olan şiirdir.
Yedi Meşale’nin Mukaddimesi: “Bu eser size her türlü müşkülata rağmen yalnız sanat aşkıyla çalışan birkaç gencin bir senelik edebi mahsulünü takdim ediyor.” diye başlar.
Mukaddimede gençler, kendilerinin de zamanla önemsiz kalacaklarını, buna rağmen taklitçi edebiyattan kurtulmak için vazifeye atıldıklarını belirtirler.
Yedi Meşalecilerin Özellikleri:
  • Dünün mızmız ve soluk hisleri ve Ayşe Fatma terennümleri terk edilecek.
  • Yalnız duygular ifade edilecek.
  • Şiirin konu ve temaları genişletilecek.
  • Yıllardır değiştire değiştire verilen fikir ve konulardan vazgeçilecek.
  • Şiirde canlılık samimiyet ve yenilik esas olacak.
  • Gerçek bir sanat eseri meydana getirmek için şiirlerde sanat ve inceliğe dikkat edilecektir.
  • Bu önsöz, edebi bir tatminsizlik ve mevcut edebiyattan bıkış ile edebiyatın bozulduğu bittiği hakkında, hemen her devirde söylenegelen sözlere bir tepkiden ibarettir. Bu ifadelerin çoğu Abdülhak Hamid ve Recaizade Mahmut Ekrem’in şiirin hiçbir şekilde sınırlandırılmayacağını anlatan yazı ve şiirlerini andırır.
  • Bu şairler Türk edebiyatından Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerinin etkisinde kalmışlardır. Bu hareket fazla uzun sürmez. Yedi Meşale’yi çıkaran gençlerin çoğunda şiir faaliyeti bir gençlik hevesi olarak kalır.

Topluluğun Sanatçıları:
SABRİ ESAD SİYAVUŞGİL (1907-1968)
  • İlgi çeken ev içi eşya ve tasvirlerinden sonra özellikle çevirileri ve edebiyatı yakından takip eden denemeleriyle edebiyatla olan bağlantısını sürdürdü.
  • Psikoloji profesörü olarak ilmi çalışmalara kendisini verdi. Şiirlerini Odalar ve Sofalar adlı kitapta topladı.
  • Sanat hayatına şiirler yazarak başladı.
  • Empresyonist bir ressam tutumuyla eşya ve görünüm tasvirlerinde canlı şiirler yazmıştır.
  • Bir süre çeşitli gazetelerde fıkra yazarlığı, tiyatro eleştirmenliği yapmıştır.
  • Önemli çeviriler de yapmıştır.
  • Şiir: Odalar ve Sofalar
  • İnceleme: İstanbul’da Karagöz ve Karagözde İstanbul, Psikoloji ve Terbiye Bahisleri, Karagöz, Folklor ve Milli Hayat, Roman ve Okuyucu
YAŞAR NABİ NAYIR (1908-1981)
  • Şiirlerini Kahramanlar ve Onar Mısra adlı kitaplarda topladı ve diğer edebiyat türlerinde eserler verdi.
  • 1933 yılında çıkarmaya başladığı Varlık dergisini ömür boyu devam ettirdi. Bu dergi Türk edebiyatının gelişmesinde, yeni kabiliyetlerin yetişmesinde ve tanıtılmasında önemli rol oynadı. Ayrıca Varlık yayınlarıyla da bir edebiyat kütüphanesi kurdu.
  • Kendi adıyla ya da Muzaffer Reşit takma adıyla derlediği, hazırladığı antoloji ve tanıtma kitaplarının sayısı altmışı geçer. Bir ara yalnız çağdaş dünya edebiyatını konu edinmiş, aylık Cep dergisini çıkardı.
  • Asıl ününü yayıncılıkla sağlamıştır.
  • Şiir: Onar Mısra, Kahramanlar
  • Öykü: Sevi Çıkmazı
  • Roman: Âdem ile Havva, Bir Kadın Söylüyor
  • Tiyatro: Köyün Namusu, Mete, İnkılâp Çocukları, Beş Devir

     MUAMMER LÜTFİ BAHŞİ (1903-1947)
  • İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü kullandıktan sonra heceye yönelmiş, sonra serbest nazımda karar kılmıştır.
  • Şiirlerinde genellikle milli konuları işlemiştir.
  • Yedi Meşale Topluluğu’nun en az tanınan şairidir.
  • 1928’de Meşale dergisinin kapanması üzerine topluluk da dağılmış; Yedi Meşaleciler 1933’te Varlık Dergisi’nde tekrar birleştirmişlerdir. Ancak diğer üyelerin dünyalarının uzağında kalan Muammer Lütfi onlar arasında yer almamıştır.
  • Yedi Meşalede çıkan şiirlerinden başka, şiirlerine dönemin tanınmış dergilerinde rastlanmamış ve şiirlerini kitaplaştırmamıştır.
  • Topluluğun dağılmasından sonra bütünüyle edebiyattan koptu.

        VASFİ MAHİR KOCATÜRK (1907-1961)
  • Şiirlerini Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Bizim Türküler, Ergenekon adlı kitaplarda topladı.
  • Asıl çalışmasını edebiyat tarihi ve incelemesine ayırdı.
  • Halk şiiri biçim özelliklerinden yararlanarak hece ölçüsüyle vatan, millet sevgisi, ulusal bilinç, kahramanlık, fedakârlık konularını işledi.
  • Epik şiirleriyle tanınmıştır.
  • Manzum oyunlar da yazmıştır.
  • Bir sanatçı olmaktan çok edebiyatla ilgili kitap ve araştırmalarıyla tanınmıştır.
       CEVDET KUDRET SOLOK (1907-1992)
  • Birinci Perde adlı kitabında şiirlerini topladı.
  • Roman ve tiyatro türlerinde de eser veren Cevdet Kudret, okul kitapları ve edebiyat tarihimizle ilgili ciddi eserler yazdı.
  • Edebiyata şiirle başlamış; daha sonra öykü, roman ve tiyatro türünde eser vermiştir.
  • Şiirlerinde bireysel duygular, özlem, yalnızlık, kıskançlık gibi konuları işlemiştir.
  • Romanlarında daha çok kendi yaşamını anlatmıştır.
  • Edebiyatla ilgili önemli inceleme ve araştırmaları vardır. Dil üzerine denemeler de yazmıştır.
  • Şiir: Birinci Perde
  • Öykü: Sokak
  • Tiyatro: Tersine Akan Nehir, Rüya İçinde Rüya, Danyal ve Sara, Kurtlar
  • Roman: Havada Bulut Yok, Karıncayı Tanırsınız, Sınıf Arkadaşları
  • Araştırma: Edebiyat Bilgileri, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman, Orta Oyunu, Karagöz
  • Deneme: Dilleri Var Bizim Dile Benzemez
       ZİYA OSMAN SABA (1910-1957)
  • Grubun şiire en sadık şahsiyeti oldu.
  • Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak adlı kitaplarında şiirlerini toplayan Ziya Osman Saba hikâyeler de yazmıştır.
  • Özellikle ev içi şiirler yazdı ve kendisinden daha kabiliyetli bir başka şaire, Behçet Necatigil’e örnek oldu.
  • Şair yalnızlık duygusunu ve hatıraları şiirlerinde başarıyla dile getirir.
      KENAN HULUSİ KORAY (1906-1944)
  • Edebiyat dünyasına adım atması öğrencilik yıllarına denk düşer.
  • “Servet-i Fünun” dergisinde yayınlanan ilk hikâyelerinin ardından, aynı dergiye yazan diğer altı arkadaşı ile birlikte, edebiyatımızda “Yedi Meşaleciler” diye anılan topluluğu oluşturdular.
  • İçlerindeki tek hikâye yazarıdır.
  • Yaşadığı sürede beş hikâye kitabı yayınlamış, “Osmanoflar” romanı ve kısa hikâyelerinin birçoğu gazete sayfalarında kaybolup gitmiştir.
  • Gazeteciliğinin de etkisiyle küçük hikâye tarzını benimseyen sanatçı, Cumhuriyet döneminde korku türünde örnekler veren ilk hikâyecidir.
  • “Hikâyeleriyle önem kazanan sanatçı, küçük hikâye tarzını benimsemiştir.
  • İlkin ahenkli, şiirsel öyküler yazmış; daha sonra gerçekçi öyküye yönelmiştir. Halkı, işçiyi, köylüyü konu edinmiştir. Psikolojik konularda da öykü yazmıştır.
  • Cumhuriyet Döneminde korku türünde örnekler veren ilk hikâyecidir. “Bahar Hikâyeleri” adlı eserindeki bazı öykülerinde “korku” ve “esrar” temasını işlemiştir.
  • Öykü: Bir Yudum Su, Bahar Hikâyeleri, Bir Otelde Yedi Kişi, Son Öpüş (uzun hikâye)
  • Roman: Osmanoflar